Yeni Başlıklar


Bismillahirrahmanirrahim

Şehadet ederim ki Allah’tan başka bir ilah yoktur; o birdir ve ortağı yoktur. Yine şehadet ederim ki Muhammed onun kulu ve resulüdür. O geçmiş ve gelecekteki bütün insanların efendisidir. Yine o, bütün peygamber ve resullerin efendisidir.
Allah’ım! Kulun, resulün, peygamberin ve bütün yaratıklarının efendisi olan Muhammed’e (s.a.a.), senden başka hiç kimsenin sayıp bitiremeyeceği bir salat (rahmet) gönder.
Allah’ım! Senin halis kulun ve resulünün kardeşi olan Emir’el-Müminin Ali İbn-i Ebu Talib’e rahmet gönder, onu ilmin (ve hikmetin) ile bütün yaratıkların arasından seçtin ve mahlukatından istediğin kimselere rehber ve mesajını ulaştırmakla görevlendirdiğin kimselere yol gösterici, adalet üzere dini uygulayan ve bütün bunlara tanık, insanlar arasında hakem kıldın. Allah’ın selam, rahmet ve bereketi onun üzerine olsun.
Allah’ım! Peygamberinin kızı, velin olan Ali bin Ebu Talib’in eşi, cennet gençlerinin efendileri ve Peygamber'in iki torunu Hasan ve Hüseyin’in annesi Fatıma’ya, senden başka hiç kimsenin azametini kuşatamayacağı bir rahmet gönder; o Fatıma ki tertemiz, tahir, mutahhar, muttaki, arınmış, (rızana) razı, tezkiye bulmuş (günahsız) ve bütün cennet kadınlarından üstündür.
Allah’ım! Peygamber’in torunları, cennet gençlerinin efendileri, yaratıklarının içerisinde dinini koruyan, risaletine mebus kıldığın kimselere yol gösterici, adaletinle dininin hakimi ve yaratıkların arasında hükmünün hakemi olan Hasan ve Hüseyin’e rahmet gönder.
Allah’ım! Kulun,  yarattıklarının içerisinde dini ayakta tutan, risaletini ulaştırmakla görevlendirdiğin kimselere yol gösterici, adaletinle dinin hakimi ve mahlukatının arasında hükmünün hakemi ve ibadet edenlerin serveri olan Ali bin Hüseyin’e rahmet gönder.
Allah'ım! Kulun ve yeryüzünde halifen olan ve Peygamberlerin ilmini açıklayıp izah eden Muhammed İbn-i Ali’ye rahmet gönder.
Allah'ım! Halis kulun, dininin velisi, bütün yaratıklarına hüccetin, sâdık ve salih olan Câfer bin Muhammed es-Sâdık’a rahmet gönder.
Allah'ım! Salih kulun ve yaratıklarının arasında sözcün, hükmünle konuşan ve halkına hüccetin olan Mûsa İbn-i Câfer’e rahmet gönder.
Allah'ım! Has kulun ve dininin velisi olan, adaletinle dinini ayakta tutan, senin ve kendi sâdık babalarının dinine davet eden, seçkin (Allah’ın rıza makamına ermiş) kıldığın Ali bin Mûsa Rıza’ya senden başkasının saymaya kadir olmayacağı bir rahmet gönder.
Allah’ım! Has kulun ve velin olan, emrini ayakta tutan ve (marifet ve tevhid) yoluna davet eden Muhammed bin Ali’ye (imam Cevad’a) rahmet gönder.
Allah’ım! Has kulun ve dininin velisi (koruyucusu) olan Ali bin Muhammed’e (İmam Hâdi’ye) rahmet gönder.
Allah’ım! Emrinle amel eden, yarattıklarının arasında dinini ayakta tutan, peygamberinin tarafından hakkı eda eden, hüccetin ve halkına şahidin olan keramet (ve lütfüne) muhtas kılınan, (insanları) senin ve resulünün itaatine davet eden Hasan bin Ali’ye ve bütün o yüce zatlara salat ve selam gönder.
Allah'ım! Yarattığın insanların arasında dinini ayakta tutan hüccetin ve veline (Hz. Mehdî’ye) ferecini (zuhurunu) hız vererek ona yardım olacak, bizi dünya ve ahirette onunla beraber kılacak ve ebediyen baki kalacak bir rahmet gönder; öyle kâmil bir rahmet ki durmadan artsın.
Allah'ım! O yüce zatların sevgisi ve dostluğu vasıtasıyla dergâhına yakınlık arıyorum. Onların dostlarını dost, düşmanlarını ise düşman biliyorum. Öyleyse onların vasıtasıyla dünya ve ahiret hayrını bana nasip eyle. Onların vesilesiyle dünya ve ahiret şerrini ve kıyamet gününün korkusunu benden uzaklaştır.

Sonra İmam Rıza (a.s)’ın mezarının başucunda otur ve şöyle de:

Selam olsun sana ey Allah’ın velisi, selam olsun sana ey Allah’ın hücceti, selam olsun sana ey yeryüzünün karanlıklarında Allah’ın nûru, selam olsun sana ey dinin sütunu (direği)!
Selam olsun sana ey Adem safvetullah’ın (Allah’ın seçkin kulunun ilminin) varisi, selam olsun sana ey Nuh Nebiyullah’ın (hilminin) varisi, selam olsun sana Ey İbrahim Halilullah’ın varisi, selam olsun sana ey İsmail Zebinullah’ın varisi, selam olsun sana ey Mûsa Kelimullah’ın varisi, selam olsun sana ey İsa Ruhullah’ın varisi, selam olsun sana ey Muhammed Resulullah’ın varisi!
Selam olsun sana ey Allah’ın velisi ve alemlerin rabbinin resulünün vasisi ve Emir’ül-Müminin’in varisi, selam olsun sana ey Fatımat-üz Zehra’nın varisi, selam olsun sana ey cennet gençlerinin efendileri olan Hasan ve Hüseyin’in varisi, selam olsun sana ey ibadet edenlerin ziyneti olan Ali bin Hüseyin’in varisi, selam olsun sana ey önceki ve sonrakilerin ilmini açıklayıp izah eden Muhammed bin Ali’nin varisi, selam olsun sana ey sâdık ve salih olan Câfer bin Muhammed’in varisi, selam olsun sana ey Mûsa bin Câfer’in varisi!
Selam olsun sana ey sıddık ve şehid. Selam olsun sana ey (Peygamber’in) vasisi, salih ve müttaki.
Şehadet ederim ki şüphesiz sen namazı dosdoğru kıldın, zekâtı verdin, mârufa (iyiliğe) emir münkerden (kötülükten) nehyettin, yakin (ölüm) gelene kadar Allah’a ibadet ettin.
Selam olsun sana ey Ebul Hasan er-Rıza, Allah’ın rahmet ve bereketi senin mukaddes ruhuna olsun!

Prof. Dr. Necmettin Erbakan 2003 yılında hepimizi uyarmış: 'Yahudi lobisinin etkisinde olan Haçlı-Siyonist ittifakı, Arz-ı Mev'udu İsrail'e katma Planı çerçevesinde Suriye'nin derhal işgal edilmesini istiyor' 

 Erbakan 9 Yıl Önce: "Suriye
Ehlibeyt Haber Ajansı ABNA- Milli Görüş Lideri merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan ebediyete irtihal etti ama yıllar önce söylediği sözlerin gerçekliği bir bir ortaya çıkmaya devam ediyor.
Prof. Dr. Necmettin Erbakan, 2003 yılında Saadet Partisi Ankara İl Başkanlığı'nda düzenlediği haftalık basın toplantısında dış meseleleri ele aldığı konuşmasında bugün Suriye'de yaşanılan hadiseleri ele almış ve 9 yıl öncesinden hem Ak Parti hükümetini hem ülke insanlarını hem de tüm dünya insanlığını uyarmış, Suriye, Mısır ve ileride nihai hedef olarak Türkiye'nin Arz-ı Mev'udu İsrail'e katma Planı çerçevesinde ele geçirilmek istendiğini söylemişti.
İsrail'in bu çerçevede Suriye'yi işgal edip yumuşak lokma haline getirmek suretiyle yutmayı amaçladığını söyleyen Milli Görüş'ün yeri doldurulamayan Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Ak Parti hükümetine seslenmiş ve Türkiye'nin hızlı bir felakete götürüldüğünü belirtmişti.
İşte Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın basın toplantısından notlar:
YAHUDİ LOBİSİ SURİYE'NİN İŞGAL EDİLMESİNİ İSTİYOR
Bir süre önce, Amerikan Temsilciler meclisi "Suriye'yi Cezalandırma Yasasını" onayladı. Yasa 4'e karşı 398 oyla kabul edildi. Dört karşı oy kullanan temsilciler, "Suriye hakkında ileri sürülen iddiaların doğru ve gerçekçi olmadığı"nı savunurken, Yahudi lobisinin etkisinde olan Haçlı-Siyonist ittifakı, Suriye'nin derhal işgal edilmesini istiyordu.
Irak'ın işgali için ortaya atılan uydurma, yalan gerçeklerin benzerleri şimdi Suriye için söylenmektedir. Güya Suriye Filistinli terörist (!) grupları ve Irak'taki teröristleri destekliyormuş, Suriye, Arapları Amerika'ya karşı kışkırtıyormuş.
BİZ YILLARDIR MİLLETİMİZİ UYARIYORUZ
Biz Milli Görüşçüler, yıllardan beri Amerika'nın İsrail'in asırlık hedeflerine hizmet ettiğini, tek kutuplu bir dünya olmanın imkânlarını kullanarak İsrail'in "Arz-ı Mev'ud" politikasının gerçekleştirilmesine yardım ettiğini, Amerikan müdahalesinin, Filistin, Afganistan, Irak'la sınırlı olmadığını, sırada Suriye, İran, Suudi Arabistan, Mısır ve Türkiye'nin bulunduğunu söylemekteyiz.
Uykuda olanlar veya işbirlikçiler, bu sözlerimizi hep, "Komplo teorisi" şeklinde itham ettiler. İşte şimdi "Takke düştü, kel göründü"
***
ABD -- İNGİLİZ VE İSRAİL ÜÇLÜSÜ MEZHEP ÇATIŞMASI ÇIKARMAK İSTİYOR
AKP hükümeti bu çok yanlış, dış politika anlayışı ve uygulaması sebebiyle, Müslüman ülkelerde ve öncelikle Arap âleminde, Türkiye aleyhine bir hava süratle gelişmektedir.
Türkiye, Amerika ve İsrail'le birlikte, Irak'ı parçalamak ve bir bölümünü işgal etmekle, Amerika, İngiliz, İsrail üçlüsünün Ortadoğu planlarına destek olmakla suçlanıyor. Bugün apaçık ortaya çıkmıştır ki, sözüm ona dost ve müttefik Amerikalı, İngiliz ve İsrailliler, İslam âlemindeki bütün etnik ve mezhep kesimlerini birbirleri aleyhine kışkırtmaktadırlar. Bu kışkırtmalardan Türkiye'de hissesini almaktadır.
SURİYE, IRAK'IN AKIBETİNE UĞRAMAMAK İÇİN SESSİZ KALIYOR
Bütün bunlar olurken;
Suriye ordusunu alarm'a geçirdiği halde hiçbir karşılık vermemekte ve olayı diplomatik yolla çözmeye çalışmaktadır.
Sebepler:
- İsrail karşısında güçsüzdür ve yenilmeyi göze alamamaktadır.
- ABD'nin bir bahane aradığını bilmekte, bunu da ona vermek istememektedir.
- Irak'ın akıbetine uğramak istememektedir. Kısacası Kum fırtınası geçene kadar kendini devesinin altında korumaya çalışmaktadır.
NİHAİ HEDEF ARZ-I MEV'UD VE 2. SEVR
Dış mihraklar bir yandan Arz-ı Mev'udu adım adım İsrail'e katmak için çalışırken, öbür yandan da Türkiye'mizi güçsüzleştirmek, (mazaallah) yumuşak lokma haline getirip bölmek, 2. Sevr'i uygulamak için ellerinden gelen her türlü gayreti göstermektedirler.
VİDEO İÇİN TIKLAYINIZ

İran'ın önde gelen büyük alimlerinden Ayetullah Mekarim Şirazi, Suriye'de yaşanan tüm olayların perde arkasında korsan İsrail'in yer aldığını belirterek batının Suriye’yi yok ederek korsan İsrail’i bölgeye musallat etmek istediğini söyledi. 

Ayetullah Mekarim Şirazi, AKP yönetiminin ilk önce korsan İsrail'e karşı iyi bir çıkış yaptığını ve İran gibi korsan İsrail'e karşı diklendiğini zannettiğini, fakat daha sonra Türk devlet adamlarının Siyonistlerle el ele verdiğini ve şimdi de Suriye'yi yok etmek için bu ülkeye silah gönderdiğini söyledi. 
 

 
Ehlibeyt Haber Ajansı ABNA- Haremeyn-i Şerifeyn'e hizmet ettiklerini ileri süren Suud hanedanının aslında Amerika ve korsan İsrail'e hizmet ettiğini belirten Ayetullah Mekarim Şirazi, Suriye olaylarının da korsan İsrail yüzünden olduğunu belirtti.   
Ayetullah Mekarim Şirazi, Batı Suriye'yi yok ederek korsan İsrail'i bölgeye musallat etmek istediğini vurguladı.
Türkiye'ye de temas eden Ayetullah Mekarim Şirazi, AKP yönetimi ilkin korsan İsrail'e karşı iyi bir jest aldığını ve herkes Türkiye mazlum Filistin milleti için iyi bir sığınak olduğunu ve İran gibi korsan İsrail'e karşı diklendiğini zannettiğini, fakat daha sonra Türk devlet adamlarının siyonistlerle elele verdiğini ve şimdi de Suriye'yi yok etmek için bu ülkeye silah gönderdiğini kaydetti.
Ayetullah Nasır Mekarimi Şirazi, Suudi Arabistan'da, Âl-i Suud yönetiminin, Suriye'de barış ve istikrarı bozacak eylemler yaparak, ABD ve siyonist rejime hizmet etmemesi gerektiğini söyledi.
Ayetullah Mekarimi Şirazi Suudi Arabistan yönetiminin, İslami yönetim olduğunu iddia ettiğini fakat uygulamalarıyla, ABD ve İsrail'e ve bu ülkelerin, bölgedeki sömürgeci siyasetlerine hizmet ettiğini söyledi.
Ayetullah Mekarimi Şirazi, siyonistlerin hedefinin, halkların kaynaklarını hedef aldığı ve bölgeyi kontrol altında tutmak amacıyla Suriye'de barış, istikrar ve huzurun bozulması için çalıştığını dile getirdi.
 






Allah'ın adıyla

Bütün peygamberlerin kendi zamanlarında en büyük sorunlarından birisi ümmetlerinin kendilerine kayıtsız şartsız itaat etmemeleri olmuştur. Hep birileri peygamberlere akıl vermeye kalkmışlardır. Daha sonra da onların varis ve vasilerine akıl, siyaset, yol yordam öğretme küstahlığını göstermişlerdir.



Allah-u teala da peygamberleri hep uyarmıştır;
“.....cahillerin heva hevesine uyma”. Casiye/18
“.....ayetlerimizi yalanlayanların, ahiret gününe inanmayanların ve rabblarine ( başka şeyleri ) denk dutanların heva heveslerine uyma”. Enam/ 150
“......Sana gelen bilgilerden sonra onların heva heveselerine uyacak olursan artık Allah katından sana ne bir veli ne de bir yardımcı vardır” Bakara / 120
“Kendilerine kitap verilmiş olanlara her türlü delil getirsen yine de onlar senin kıblene uymazlar. Sen de onların kıblesine uyacak değilsin. Onlar da birbirlerinin kıblesine uyacak değiller. Sana gelen bilgiden sonra onların heva heveselerine uyarsan, kuşkusuz zalimlerden olursun”. Bakara /145
Allah’ın Kur'an'da kayıtsız şartsız itaatini farz kıldığı üç grup vardır; ‘Allah-u teala’, ‘Resulü’ ve ‘Ululemr’. Bunların emirleri tartışılamaz, sorgulanamaz, eleştirilemez, insan idrak etse de etmese de iman edip itaat etmesi gerekmektedir.
Allah’ın haram ve farzları karşısında görüş belirtenler “ilahlık taslamakta” ve Allah’ın velayet sınırları içerisine girdiklerinden müşriktirler. “Heva hevesini kendine ilah edineni gördün mü?” Casiye/28
Resulullah’a itaatin gerektirdiği onun emrilerini kayıtsız şartsız kabullenmektir. Onun hiç bir görüşü sorgulanamaz, emirleri hakkında “acaba” denilemez. “O da bizim gibi bir beşerdir hata yapar” şeklinde bir gerekçe sunulamaz. Bazıları tarafından bir bid'at ortaya atıldı ve neticede Resulullah’ın hürmeti çiğnenir oldu. Resulün velayet sınırına tecavüz edildi. Sahabenin yaptığı fiili hataların yanısıra koydukları büyük bid'at asırlar sonra onların görüşlerini devam ettiren torunları tarafından dillendirilmektedir. İşte bu bidat “Allah Resulü de bizim gibi bir insandır, onun görüşü karşısında görüş belirtilebilir”,yani “Resulullah’a akıl verme küstahlığının temeli”, daha o günlerde atıldı; “Hudeybiye barışını zilletle suçlayanlar”, “Ahzap/ Hendek savaşında Medineli Yadudilerle yaptığı anlaşmaya itirazlar” vb işte o zamandaki sivri zekalar Resulullah’a akıl vermeye çalışıyorlardı.
Bir adım ötesini göremeyen kendilerini ileri görüşlü siyasetci, İslam savaşcısı gören sözüm ona sivri zekalılar bu günlerde herkese akıl vermeye çalışıyorlar.
Hem tağut cephesinde, hem de hak cephesinde itaat edilmesi gereken bir liderin olması gerektiği kabul edilirken, peygambere akıl verenlerin torunları bugün peygamberin torununa akıl vermeye çalışıyorlar.
Ne bir ilkeleri var, ne yaslandıkları bir dayanak, ne ilahi bir hedefleri var, ne de bir strateji ve sağlam yolları. Dizginlerini heva heveslerinin eline teslim etmiş bu zavallılar, edebiyatları güçlü, kalemleri güçlü, yayın organları güçlü, yaygara mekanizmaları güçlü ve kavram kargaşası ile hergün aynı şeyleri tekrarlayıp duruyorlar.
Suriye olaylarını temcid plavi gibi ısıtıp milletin önüne getiriyorlar. Siyonistlerin, kafirlerin, müşriklerin Peygamberin torununa düşmanlıklarını anlamak mümkündür. Ama müslüman olduğunu iddia edip siyonistlerin değirmenine su taşıyanları anlamak zor. Ağızlarındaki sakızın çürüdüğünden habersizler, ne yapsınlar başka malzeme yok ellerinde peygamber torununu lekelemek için.
“Önderimiz Kuran’dır” sloganını kendilerine siper yapan bu fitneci güruh, mızraklara Kur'an takan Muaviye’nin izinde olduklarını her olayda sergiliyorlar.
O kadar zavalıllar ki kendi savundukları mücadele çizgisinden verecek tek bir tarihi örnekleri olmadığı için yine Muhammedi İslam fadailerinin fedakarlıklarından örnek sunmak zorunda kalıyorlar; Kerbela’dan, İmam Hüseyin’den, hz. Zeyneb’den.
Siyonistlerin ekmeğine yağ sürenlerin İmam Hüseyin’in mukaddes adını ağızlarına alma hakları dahi yoktur; batıl yollarına hidayet öderinden örnek vermezler. Bugün imam Hüseyin’in temsilcisi, onun yerinde oturan onun torunudur. İmam Hüseyin’in hak olduğuna inanan onun yerinde oturanın yanlış siyeset belirlediğini, yanlış yaptığını belirten günümüz sivri zekaların, İmam Hüseyin’e akıl veren zavallı Kufelilerden farkları yoktur.
Siz velayet ve imametine inanmadığınız İmam Hüseyin’i bırakın, kendi inandıklarınızdan ve izinde olduğunuz önderlerinizden örnek verin. Siz İmam Hüseyin’in kıyamını inkar edip lekeleme kapasiteniz olmadığı için örnek gösteriyorsunuz veya sizin kafa yapınıza uyduğuna inandığınız için ona sarılıyorsunuz. Heva hevesle yoğrulmuş aklınıza ters gelse ona da karşı geleceksiniz.
Günümüzde İslam aleminin lideri ve önderi Veliyy-i Fakih İmam Hamenei’dir. Yakında siyonist medyanın yardımıyla bu zavallılar tarafından İslam cumhuriyeti ve İmam Hamenei hakkında amansız bir karalama kampanyası ve saldırısı başlayacağından kuşkunuz olmasın.
İmam Hamanei’ye uymayanların önderi ve lideri heva hevesleridir ve zamanımızın “Şebes bin Rabi’leridir”.
Şebes bin Rabi kimdir?
Şabes bin Rabi Beni Tamim kabilesinden, Kufe’nin ileri gelenlerindendi. Sıffeyn savaşında Hz. Ali’nin yanında Muaviye’ye karşı savaşıyordu, Kuran mızrak başına takılınca ‘aklı gözünde’ olduğundan saf değiştirdi.
Savaş esnasında hz. Ali’ye kılıç çekip savaşı durdurmasını isteyen Haricilerin safına geçti. Daha sonra pişman oldu.
Emevilerin zalim olduğunu inanan ve Kufe ye gelmesi için İmam Hüseyin’i Kufe’ye davet edenlerin arasında yer aldı.
İmam Hüseyin, Kufe’lilerden biat alması için Kufe’ye Muslim bin Akil’i gönderdiğinde Kufe’de Muslim bin Akil’e ilk biat edenlerden biri yine Şebes idi.
Ubeydullah, Yezid tarafından Kufe’ye vali tayın edildi, Ubeydullah’ın tehditleri neticesinde İmam Hüseyin’in elçisinin etrafı boşaldı ve Ubeydullah’ın yanında yer aldılar. Muslimi yalnız bırakıp Ubeydullah’ın yanına geçenlerden bir de “Şebes” idi. Bununla da kalmadı, Kerbela’da Ömer Sa’d’ın ordusunun piyade kuvvetlerinin komutanı oldu.
Kerbela katliamı sonrası pişman olup Kerbela’nın intikamını almak için kıyam eden Muhtar-ı Sakefi’nin yanında yer aldı. Muhtar’ın gücü zayıflayıp yenileceği belirginleşince Muhtarı terk edip Ehlibeyt düşmanı Zübeyrcilere katıldı; Abdullah bin Zübeyr’e biat ederek Muhtar’a karşı savaştı.
Zübeyr Oğulları zayıflayınca tekrar Emevilerden Mervan Oğulları'nın saltanat kapısını çaldı.
Nihayetinde 80 yaşında iken İbrahim bin Malik Eşter tarafından derisi yüzülerek öldürüldü.
Veliyy-i Fakih’in etrafını boşaltan ve İslam ümmetinin liderini yalnız bıraktığını sanan, her gün birinin kapısında akıl dağıtan sivri zakalar, heva hevesinin esiri olmuş Şebes’lerdir.
Hidayet güneşinin doğacağı günün ümidiyle.......
Abdullah Özgür